Ürtiker
Ürtiker; ataklarla seyreden, kaşınarak başlayıp kızarıp kabaran ve kısa sürede sönen lezyonlar olarak bilinirler. Ürtiker akşam saatlerinde başlayıp, sabah saatlerinde genellikle kaybolur, sonra vücudun başka yerlerinde tekrarlayarak devam eder.
Ürtiker daha derin dokuları tutarsa buna anjiyoödem denir. Deride olursa dudaklarda, göz kapaklarında, el ve ayak tabanlarında şişme, sindirim sistemi tutulumu olursa karın ağrısı, midede dolgunluk hissi gelişir. Solunum yollarındaki anjiödem ise seste çatallanma, yutkunurken takılma hissi, nefes darlığı ve hastada panik hali görülür. Anjiyoödemde hayati tehlike olabildiğinden acil müdahale gerektirir. Çok nadirende anaflaxi ve hipotansiyon oluşabilir.
Ürtiker plaklarının oluş mekanizmasında kapiller damar çevresinde bulunan mast hücrelerinden salınan histamin ve benzeri maddeler sebep olur. Bunlar damar geçirgenliliğini arttırarak cilt ve cilt altında ödeme sebep olurlar ve ürtiker belirtilerine neden olurlar
ÜRTİKER NEDENLERİ
A- Allerjik ve Metabolik Nedenler:
1- İlaçlar: En sık olarak ürtikere neden olan ilaçlar arasında penisilin ve türevleri, aspirin, sulfamidler, tiazid grubu başta olmak üzere diüretikler bulunmaktadır. Bazen ilaçlardaki renklendirici koruyucu tartrazine, azo boyaları ve benzoic asit ile çapraz alerjik reaksiyonlar gözlenebilmektedir.
2- Gıda maddeleri: Erişkinlerde en sık olarakalerji nedeni olan kabuklu deniz ürünleri (midye, istiridye, istakoz vb), kuru yemişler, yumurta, balık, çikolata, inek sütü, turunçgiller, erik, elma, çilek, domates, havuç, fasulye, mantar, et, mayalı besinler, baharatlar, kızartmalar, turşu, vb. Çocuklarda en sık alerji ve ürtiker nedeni olan besinler; tahıllar, süt ve süt ürünleri, meyve suları, çikolata, yumurta ve çilektir. Gıda maddelerine bağlı ürtiker olguları genellikle gıda alımından 1-2 saat sonra ortaya çıkarlar
3- Respiratuar Allerjenler: Polenler, küf sporları, tüylü hayvan kepekleri ve tüyleri, çeşitli organik tozlar yapabilir.
4- İnfeksiyonlar: Parazitik infeksiyonlar özellikle de enterobiyaz gibi barsak parazitleri daha ziyade çocuklarda olmak üzere sık karşılaşılan ürtiker nedenlerindendir. Yine öncelikli olarak çocuklarda, viral infeksiyonlar ve bakteriyel infeksiyonların akut ürtikere neden olması nadir olmakla beraber kronik fokal bakteriyel infeksiyonlar (tonsillit, farenjit, diş absesi, otit, kolesistit, piyelonefrit, vajinit vb.) erişkinlerde görülen kronik ürtikerlerin önemli nedenlerinden biridirler.
5- İç hastalıkları: Bu hastalıklar arasında kolagenozlar (lupus eritematosus), romatizmal hastalıklar (poliarteritis), hipertiroidi ve hipoparatiroidi yer almaktadır. Bazı internal malignitelerde de ürtiker sıklığında artış bildirilmiştir. Bunların dışında bildirilen az sayıda olguda menstruasyonlarla yineleyen ürtiker atakları hormonal bir bağlantı olasılığını düşündürmüştür.
6- Böcek Sokmaları: Sivrisinek, pire gibi böceklerin pikürleri çoğunlukla lokal toksik bir reaksiyon olarak papüler ürtikere neden olur, küçük alanlarda gözlenir . Nadir olgularda bazı uçucuların sokmaları (arı) generalize ürtiker veya angioödeme neden olabilmektedir. Bu tür kişilerde hiposensitizasyon denenmelidir.
B- Fiziksel Kökenli Ürtikerler:
1- Dermografik Ürtiker: Dermografizm mekanik sürtünmeye karşı abartılı bir eritemli, ödemli reaksiyon gelişimi olarak tanımlanabilir. Herhangi bir nedene bağlı ürtiker olgusunda da dermografizm müsbet olabilir. Genellikle sürtünmeden 5-10 dakika sonra kaşıntı ile beraber lineer bir eritem ve ödem görülür.
2- Kolinerjik Ürtiker: Otonom sinirlerden salınan asetilkoline karşı aşırı vasküler yanıt sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Stres, sıcak banyo, aşırı sıcak, egzersiz ve terleme provokan faktörlerdir. Bu faktörlerin etkisi ile çok kısa bir süre içinde, kaşıntıyla beraber en büyüğü 5 mm çapında olan papüler bir döküntü gelişir.
3- Basınç Ürtikeri: Uzun süreli basınç altında kalan alanlarda derin ödemle karakterize ürtikaryen bir reaksiyondur. Kemer bölgesi, ayakkabı bağlarının altı, sütyen ve çorapların sıktığı alanlar da basınca maruz kalındıktan birkaç saat sonra lezyonlar ortaya çıkar
4- Soğuk Ürtikeri: Soğukla temastan sonra kaşıntı, papüler ürtiker ve soğukla temas eden alanlarda ödem gelişimi ile karakterize nadir rastlanılan bir tablodur. Buz küpü testi ile ortaya konabilir.
5- Solar Ürtiker: Güneşle temas eden alanlarda birkaç dakika içinde ortaya çıkan ürtikaryen lezyonlarla karakterizedir. Nadir rastlanılan bir tablodur.
6- Aquajenik Ürtiker: Isısı ne olursa olsun, su ile temas eden alanlarda görülen bir ürtiker formudur. Kaşıntılı ödemli papüller su ile temastan sonra birkaç dakikada gelişirler ve yaklaşık 30-60 dakika içerisinde de kaybolurlar. Ter ve gözyaşı bile reaksiyonu ortaya çıkarabilir. Son derece nadir görülen bir tablodur.
C- Herediter Ürtikerler
Familyal soğuk ürtikeri, herediter vibratuar angioödem ve herediter angioödemdir. Herediter anjioödem (Quincke ödemi) fatal seyredebilmesi nedeniyle içlerinde en önemlisidir. Çok nadir görülürler
D- Diğer Ürtikerler
1- Kontakt Ürtiker: Duyarlı olunan madde ile direkt temas sonucu genellikle lokal reaksiyon şeklinde ortaya çıkar. Tüylü hayvan kepekleri, yün, yumurta akı bitkiler ve ilaçlara bağlı olarak oluşabilir.
2- Psikojenik Ürtiker: Kronik ürtiker olgularında psikolojik faktörlerin çok büyük rolü olduğuna dair bir çok yayın mevcuttur. Bu durumda idiopatik ürtiker olarak tanımlanan tabloların önemli bir kesiminin de psikojenik kökenli olması olasıdır.
3- Edinsel Angioödem (Calwell sendromu, angionörotik ödem): Ürtikerin derin formu (urticaria profunda) olarak nitelenmektedir. Genellikle tip I reaksiyon sonucu oluşmaktadır. Hastalarda bradikinin plazma düzeyleri yüksek bulunmuş olup olası mediatör olarak da bu madde düşünülmektedir. Tetikleyici faktörler ürtiker ile benzerdir. En çok arı sokması, ilaçlar, hiposensitizasyon injeksiyonları, yiyecekler (yumurta, kabuklu deniz ürünleri, fındık) sorumlu olarak bulunur. Genç erişkinler ve kadınlarda daha sık olup sıklıkla ürtiker lezyonlar ve mukoza ödemi ile birlikte seyreder. Larinks ödemi yaşamsal risk oluşturabilir.